1 Eylül 2012 Cumartesi

Fotoğraf

Türlü türlü hobiler var. Aslı ile Ayşe Aikido yapıyor. (3 tane A oldu.) Bahadır desen hobi olarak manyaktır, ciddiyim, adam kafadan kontak değil, manyak oluşu bir hobi aslında: Sürekli ilim irfan geliştirici kitaplar okuyor, Sigmund aşığı mesela. Burak piyano çalıyor, keman öğreniyor. Özge resim çiziyor. Bunların hepsini anlıyorum. Yaratıcılık olan, kendilerinden bir şeyler katarak zenginleştirebilecekleri ya da kendilerine bir şeyler katarak zenginleşebilecekleri etkinlikler; kabul. Ama fotoğrafçılık?

Eline bir fotoğraf makinesi alıyorsun ve o anda fotoğrafçı oluyorsun. İsim de önemli tabi, seninki değil, sen kimsin ki? Fotoğraf makinesininkinden söz ediyorum: Conan ya da Heman olacak. Dediğim gibi, sen önemli değilsin ki, makine önemli. Aslında hobi sahibi olan sen değilsin, makine yapıyor fotoğrafçılığı. Sen onun kullandığı bir araçsın sadece.

Fotoğraf makinesi seni kullanarak neler çekebilir? Bunu sormanı bekliyordum. Masa ayağı mesela… Evet, çiçek, böcek, kuş, çiftleşen sinekler tamam… (Sonuncusu ne kadar hastalıklı bir ruha sahip olduğumun kanıtı, değil mi?) Ama masa ayağı çekiyor, bunu hobi olsun diye yapıyor. Ne kadar ışık, açı, odaklama vs. vs. öğrenirsen öğren masanın ayağı yine de masanın ayağıdır. Kimse kalkıp “Aa… Ne de güzel bir masanın ayağı, tam ofisimin duvarına yerleştirmelik bir detay! Bayıldım!” demeyecek, diyorsa kızsındır. Ama varsın demesin, makine bu işi hobi olarak yapıyor zaten.

Fotoğrafçılık olayının bir hobi olarak nasıl çıktığına, yükseldiğine dair teorilerim var. Tabi ki düğün fotoğrafçıları sayesinde! Elinde makinesiyle düğüne kız bakmaya giden gençlerimiz “Çıkışta kazık fiyata satıyorum bu fotoğrafları, yolumuzu buluyoruz.” diyememiş kızlara, tavlayacak ya, lehine kullanmayı bilmiş “Hobi” demiş. Kız insanı da yemiş, gerçekten hobi olduğunu sanmış. Fotoğrafçılığın kendi kendini yiyip bitirmemesine, tüketmemesine şaşıyorum. Fotoğrafçı insanı kendini gerçekten özel biri sanıyor sanırım ya da hala aynı kafadalar, karizmayı çizdirmek istemiyor. Biri de çıkıp demiyor “Ben çok çektim bu illetten, sen çekme, git başka bir şey yap.”, diye.

Kimse alınmasın, gücenmesin. Ben zaten anlamam bu işlerden. Fotoğrafçılık, koleksiyonculuk, endüstri mühendisliği, işletme… İnsanlar bunları hobi olarak yapıyorlar, ciddiye alınmak için değil. Benim bunlar hakkında ne düşündüğümden kime ne… Ben ne söylersem söyleyeyim devam edersiniz. Eğleniyorsanız devam edin tabi. Ben de hala jonklörlükle uğraşıyorum, benimki daha bok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söyleyecek sözün varsa sen de paylaş.