12 Ocak 2013 Cumartesi

Yeşil Amfiye

(Çok sinirli olduğum bir sırada yazdığım yazı... Asla yayınlanmadı, asla hedef kitlesine ulaşmadı. Şimdi buraya ekleyeyim istedim. Ne kadar hırslı ve öfkeli, iki yüzlü, alçak bir insan olduğumu, nasıl da kin tuttuğumu burada paylaşmak istedim. Seçimi kaybetmiştim.)

Selam millet… Öyle bir anda ortaya çıkıp “Temsilciliğe adayım.” demem hoş olmadı, biliyorum. Bu patavatsızlığımı en iyi şekilde ödüllendirdiniz =) yine de teşekkür ederim. Şöyle aklımdaki birkaç bilgiyi, düşüncemi iletip gideyim.

Niye aday oldum? Başka aday yoktu. Kimse çıkıp -Sertab Erener* bile- “Nil Karaibrahimgil* adaydır.” demedi. Aday olacağını tahmin etmek zor değildi ama herhangi bir duyuru yapılmadı. İlk seçimin ertelenişine de açıklık getirmek istiyorum. 6 kişi –oy kullanan insan sayısının büyüklüğü düşünülünce- ihmal edilebilir bir sayıydı. Keyfimden iptal ettirmedim seçimi. Rakibimin dağıttığı pusulalar yüzünden oylamanın gizliliğini yitirişine, “açık” oluşuna itiraz ettim; ama sonuç bu kadar “açık”ken gereksiz bir hareketmiş yaptığım, bilemezdim. Şu ikinci seçimin iptaliyle ise en ufak bir ilgim yok, muhtemelen ilki de ben itiraz etmeseydim dahi tekrarlanacaktı.

Perşembe günkü konuşmamda “Diğer arkadaşım Petek Dinçöz”* olarak geçen birinin, ismim üç harfli diye benden “diğer aday” diye söz etmesi üzücü… Temsilci, karşısındaki kim olursa olsun biraz saygı duyabilmeli karşısındakine. Onun adına ben utandım ama ben susunca başkaları hayal gücüyle doldurmuş boşlukları, en azından ertelenmeyle ilgili bir iki söz söylemem gerekti, kusura bakmayın.

Temsilci, karşısına bir sorun çıktığında sırtını dönüp uzaklaşarak çözemez onu. Seçilen kişinin pasif, yarım ağızla “Bence böyle olmalı ama peki” diyen biri değil derdini anlatabilen, biraz savaşçı biri olması gerekirdi. Perşembe günü anlatmak istediğim buydu: Ben konuşmayı biliyordum. Öğrenci işlerindeki küçük toplantıda seçimin tekrarlanmasını istediğimde bir an için Sezen Aksu’nun* yüzünü görüyorken ötekinde Şebnem Ferah’ın* sırtındaki çantasına bakıyor oldum. Işın Karaca* iyi biri ama kendi için bile savaşmıyor, ben itirazımın gerekçesini açıklamadan evvel terk etmişti ortamı, dinlemeyi bilmiyor, kendisini huzursuz eden ortamdan kaçıyor, uzaklaşıyor. Ondan sizi temsil etmesini bekliyorsunuz. Bunu anlayamıyorum.

Hacettepe’yi çok büyütmüşüm gözümde. Temsilci olmaya lüzum yok. Sargon Hoca her bağıra bağıra “attempt to lecture”lı uyarı yaptığında sessiz sakin duruyor olsam da ben utanıyorum, bana dokunuyor. Ama öğretmenin karşısında sakız çiğnemek bir temsilciye daha çok yakışıyor sanırım. Oy toplamak için milletin aklını Gartner ile çelmeye çalışan biri… Seçimden hemen önceki akşam “Sizin için şöyle şöyle yaptım.”, deyip duyurusunun sonuna seçim notunu eklemeyi unutmayan biri… Kızdığım, sitem ettiğim yok. Hepimiz insanız. Kimse mükemmel değildir. İyi bir temsilci olacaktır Sibel Can.*

Amfide bana “hırslı” demeyi seven bir güruh var. Belki biraz da onları mutsuz etmek için adaylıktan çekildikten sonra yazıyorum bunları. Çok temiz bir seçim süreci oldu. (!)

Başkanımız çok yaşa!

*: Diğer aday

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söyleyecek sözün varsa sen de paylaş.