9 Ocak 2013 Çarşamba

Bi' Dakka Ya!

Ağzımdan çıkanların büyük bölümünü bir başkasının sözlerini eleştirdiğim, birilerine karşı çıktığım cümleler oluşturuyor. Daha büyük bir bölümüyse, bazen benim bile anlamakta güçlük çektiğim saçma salak söz gruplarından ibaret; anlam bütünlüğü bile yok belki. Eleştiriyi, söyleyeninin adının da iliştirildiği sözler için yaptığımda saygısız/kendini bilmez gibi bir şey (ne olduğumu tam anlamadım ben) oluyorummuşum ne hikmetse!

Artık dayanamıyorum, tahammül edemiyorum. Tahammül edemediğim şeylerin başında beylik cümleler geliyor. Dünya üzerinde o tarz cümleleri en fazla kuran, beylik cümle havuzuna ister istemez en fazla katkıda bulunan insan benimdir belki de. Ezin beni, temelden çökertin savunduğum şeyleri, “Orada ‘Her insan’ demişsin ama mesela ölü biri de insandır, onlar nefes almıyor; buna ne diyeceksin?” diye itiraz edin bana, yapın lütfen; haksız çıkmaktan da ayrı bir tat almayı öğrendim ben. Ama bana asla ama asla ama asla “Cem’ciğim, kim olduğunu bilmediğin bir yazarın dizeleriyle (yazar ve dize?) ilgili öyle yorum yapma bence.” gibi bir söz grubu sarf edilmesin.

Yazarı tanımıyorum belki (“Belki”si yok bunun, hiçbir yazarı tanımıyorum.) ama yazdıklarını görebiliyorum. Aha, bak! Tam önümde duruyor. Onları işitebiliyorum, onlara dokunabiliyorum, onları tadabiliyorum. Onları okuyorum! Sözler tam karşımda duruyor, neden onlar hakkında yorum yapamayayım?

a. “Süt beyazdır.” Cem Özdemir
b. “Süt beyazdır.” Peyami Safa
c. “Süt siyahtır.” Albert Einstein

Aynı cümle, aynı şey anlatılmak istenmişken, hatta aynı kelimelerle… b’yi a’dan üstün kılan nedir? c düpedüz yanlış ama söyleyeni hakkında bir şey bilmediğimiz için yorum yapamayız, söyleyenini bilsek daha kötü… Einstein gibi saygıdeğer bir insan öyle şey demez demeyin, Galen’in öğretilerine kutsal kitap gözüyle bakıldı yıllarca, zamanım yok, arayıp da fena halde yanılmış biri çıkaramıyorum karşınıza.

İnsan algısının sınırları içindeki her şey hakkında yorum yapılabilir. Hatta bence yapmalı, sunulduğu, servis edildiği gibi almayın her şeyi. Yeri gelmişken eleştirdiğim sözü de yazayım, öyle bitireyim:

“Kadınla erkek arasındaki aşk dedikleri, bir mevsim… Ve bu mevsim çiçeklenme döneminde nasıl bir yeşillikler şöleniyse, solma döneminde de bir yığın çürüyen yapraktan başka bir şey değil.” Oriana Fallaci* - Doğmamış Çocuğa Mektup

*Kimse çıkıp da o kadar çok sigara içen bir insanın yazdıklarına sırf yazarı kitap sahibi ya da öldü** diye saygı duymamı beklemesin. Ben de sırf söyleyeni deli gibi sigara içiyor diye sözlerine saygısızlık ediyor olmayayım.
**Genelde en büyük ölçüt budur, birini saygıdeğer yapan ölmek ya da konuyla alakası olmayan başka bir özellik olabilir: Kulağını kesmek, albümü çok satmak, Edison tarafından hakkı yenmek.***
***Nikola Tesla büyük adam ama Edison yolunu kestiği için değil, alternatif akımı bulduğu için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söyleyecek sözün varsa sen de paylaş.