30 Nisan 2015 Perşembe

La Piel Que Habito (film '11)

İki Ethan Hawke filmi arasında sandviç yapmalık bir Antonio Banderas filmi: “İçinde Yaşadığım Deri” Bu filmi Predestination’dan evvel, Gattaca’dan sonra izlemek gerek. Baştan uyarayım, filmde çok iğrenç sahneler var. Evet, sinema dünya gerçeklerinden arınmış temizlenmiş olmamalı ve gerektiğinde elini kirletebilmeli ama bunu yapmasa da -varsa- aynı ana fikri verebilirdi bizlere.

Filmde kafayı deriyle bozmuş bir cerrah ve üretmek istediği malzemeyi üzerinde denediği, evinin bir odasında kilitli tuttuğu bir kadın var. Olayın o yönü enteresan farklı bir hayal gücü, herkes izleyip görür zaten.

Aslında cerrahın annesi olduğunu sonradan öğrendiğimiz yaşlı bir teyze var. Biri zenginden öteki fakirden iki çocuğu var kadının. Hayvan olan oğlu (kaplan) insan olanın (cerrah) karısıyla kaçıp üstüne bir güzel de kadını yakmayı ve tanınmaz hale getirmeyi başarmış. Anne, hayvana yine de evin kapılarını açıyor ve yıllar önce beraber kaçtığı kadının tıpkısının aynısı bir kadınla aynı çatı altına sokuyor. Bunu ana yüreğiyle açıklamak mümkün değil. Anneler bu kadar aptal değiller. Saftırlar ama daha çok korumacıdırlar. Çocuklarının ellerini kirletmelerine de izin vermezler, çocuklarını kendilerinden bile korurlar. Bu filmdekiyse mal bir kadın!

Deneyleri yüzünden insana işkence eden bir doktor… Anneler gibi bilim insanlarını da yanlış tanıtan bir film: Gerçek bilim bu değil! Gerçek bilimde sadece masum canlılara işkence edilir, sadece masum yaratıklar üzerinde deneyler yapılır, sadece zararsız hayvanlara ciddi zararlar verilir; insanlara değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söyleyecek sözün varsa sen de paylaş.