1 Haziran 2011 Çarşamba

Karagöz ve Hacivat

Hepimiz tanırız bu iki karakteri. Beyaz bir perdenin ardından insanları güldürdüklerini ve biraz da tarihleriyle ilgiliysek Orhan Bey döneminde yaşadıklarını ve idam ettirildiklerini biliriz. Biz insanların, bu iki insan hakkında bildikleri bundan ibaret… Oysa bu iki insan, biz insanlar ve insanlar arası ilişkiler hakkında ne kadar çok şey biliyor?

Karagöz dik kafalı, çabuk öfkelenen, uyumsuz, duyarsız, anlayışsız, aksi bir karaktere sahip… Hacivat’sa bu karakterlerin tam aksi özellikler gösteren, yaratıcı, esprili, uyumlu, sıcakkanlı, yumuşak başlı bir insan… Karagöz bazen öfkesine yenilip Hacivat’a fiziksel şiddet uyguladığında dahi Hacivat soğukkanlılığını korur, bıkmadan usanmadan Karagöz’le olan münasebetini sürdürür. Aman yanlış anlama olmasın aramızda: Karagöz sevmez mi Hacivat’ı? Sever tabi. Sadece odundur azcık, sevgisini göstermekte sıkıntılar yaşar bazen.

Sağlıklı her ilişki Karagöz ve Hacivat’ınkine benzer dönem dönem… Roller taraflar arasında değiştirilir belki, ama senaryo hep aynıdır. “Kimse kendini ezdirmesin, herkes hakkını sonuna kadar savunsun!” diyenleri duymazlıktan gelmek olmaz. İki tane Karagöz olduğunu varsayalım. Biri diğerinin son parçasını da midesine indirene dek birbirlerini yiyip dururlardı muhtemelen. İki tane Hacivat mı? Dünya çok daha güzel bir yer olurdu sanıyorsunuz değil mi? Sessiz, sakin… Peki, karşısındakinin söylediklerini kabul edip boynunu kıldan ince tutan bu Hacivat’ları bir şeyler yapmak için tetikleyici güç, harekete geçirici etkeni kim sağlayacak, gazı kim verecek?

Bu yazıyı bana yazdıran, her insanınki gibi benzersiz bir karaktere sahip, benzersiz bir insan evladı… Karşısında aramadığı suçu kendinde bulan ve bu yüzden iki kere susan, kabuğuna çekilen bir insan evladı… Karşısındakine daha önce itiraz etmemiş olmayı, hatalar yapmasını engellememek ve sonuç olarak kendi hatası olarak görüyor. Çünkü sevdiğini hata yapabilir olarak görmekten korkuyor. Üzülüyor ama üzülüyor olmayı bile kabullenemiyor, kendini karşısındakinden soğutma korkusuyla. Onun için dilenebilecek tek şey sabır… Benim teorime göre roller değişilmezse çekilmez bir hayat bu, çekiyor. Tam bir Hacivat! Ve biz Karagözler, lütfen şüpheye düşmesin, onu ve onun gibileri gerçekten çok seviyoruz!

Karagöz ve Hacivat’tır kukla oyununun başrolleri ama oyunun adı “Karagöz Oyunu”dur. Hacivat burada bile geri çekilmiş, yine bal çalmış Karagöz’ün ağzına. Çünkü birinin odunluk etmesi, diğerinin fedakârlık yapması gerek. İlişkinin dinamiği bu sertlik yumuşaklık dengesine bağlı…

Bu kadar beylik laf ettikten sonra şu esneklik payını bırakmazsam olmaz: Bence yani...